30 Mart 2012 Cuma

Beyaz Giyme Toz Olur, Siyah Giyme Söz Olur


Haydi birlikte bir türkü dinleyelim...
Bilinen, sevilen, ünlü bir türkümüz...
"Beyaz giyme toz olur, siyah giyme söz olur..."
İyi de, NE GİYSEK? dediğinizi duyar gibiyim. :)
İşte ben de bu ortak sorumuza genel yanıtlar sunmak için bu blogu yazıyorum zaten. :)


Türküyü seslendiren Gülay, bu çekim sırasında siyah giymiş. Buyrun işte "söz" oldu, bizim dilimize düştü... :)

Blogumuzun konusuyla bu kadar ilgili bir türküyü burada paylaşmasak, ayıp olurdu doğrusu.
Ahmet Sevinç'ten alınıp, Emin Aldemir tarafından düzenlenmiş olan bu türkü, Bolu yöresine ait... Türkünün sözleri:


BEYAZ GİYME TOZ OLUR

Beyaz giyme toz olur
Siyah giyme söz olur
Gel beraber kaçalım
Muradımız tez olur

Salına da salına da gel
Haydi yavrum dön dolaş yine bana gel

Beyaz giyme tanırlar
Seni yolcu sanırlar
Zaten bende talih yok
Seni benden alırlar

Salına da salına da gel
Haydi yavrum dön dolaş yine bana gel

Alçak ceviz dalları
Sıva beyaz kolları
Kız ( Yâr ) nereden geleyim
Hep sarmışlar yolları

Salına da salına da gel
Haydi yavrum dön dolaş yine bana gel






Bu da bonus olsun:





29 Mart 2012 Perşembe

FreePeople'dan 2012 Mart LookBook


2012'nin Nisan ayına birkaç gün kala, 2012 Mart lookbook örneklerinden birini ele alalım istedim. Tablo gibi olmasına çalışılan fotoğraflarıyla ilgimi çeken bu lookbook, Free People'dan...

Fotoğraf çekimleri Vietnam'da yapılan bu lookbook'ta görünenler, Martha Hunt ve Michele Outlet... Fotoğraflar, Jashua Allen ve Thomas Nortcut tarafından çekilmiş.

Yaklaşan yaz mevsiminin müjdecisi gibi görünen kıyafetler, mini elbiseler, renkli pantolon ve etekler, danteller, ekoseler, çiçekli desenler öne çıkıyor.

Bu blogda lookbook örneklerine sıkça yer vermek istiyorum. Özellikle Türkiye'den örnekler aktarmanın iyi olacağını sanıyorum. Kendi lookbook görüntülerinin burada paylaşılmasını isteyen üyeler, bu yazının altına yorum olarak yazıp dileklerini bildirebilirler.































Desa 2012 Yaz Koleksiyonundan Babet Modelleri



Daha bir hafta öncesine kadar, "kar kalınlığı şu kadar, ellerim dondu, kazağını giymeyi unutma" gibi sözleri kullanıyorduk. Bir - iki haftadır, "çağla badem çıktı, can erik pazarda henüz pahalı" gibi şeyler konuşmaya başladık.

Konularımızdaki bu değişiklikler, elbette başka bir değişimin yansıması... Evet, bahar yüzünü göstermeye başladı. Artık üzerimizdeki giysilere de bahar gelecek. Kışlıklar kaldırılacak, yazlık giysiler çıkarılmaya başlanacak. Eksikler varsa satın alınacak, yeni bir mevsime hazırlanılacak.

Ayakkabılarda da aynı değişim yaşanacak. Bu konuda mağazalar ve üreticiler çoktan hazırlıklarını tamamladılar, bizi bekliyorlar. Rahat ve sağlıklı olması nedeniyle hepimizin ilkbahar ve yaz aylarında tercih ettiğimiz babet ayakkabılar da mağaza raflarında yerlerini aldı.

İşte bu markalardan biri de "Desa"... Desa 2012 yaz koleksiyonunda yer alan yeni babetler, deri ve süet seçenekleri ile, yaza hazır. Desa'nın 2012 yaz modelleri içinde yer alan babetler, koyu renklerin yanısıra, daha sıcak ve canlı renklerdeki tasarımları ile vitrinlerde. Tabii Desa babetleri internetten online olarak satın almak da mümkün.












27 Mart 2012 Salı

Rüküş Ne Demek?

Günlük yaşamda ve özellikle dedikodularda, giyim konusunda sıkça duyduğumuz bir sözcük olduğu halde, ne anlama geldiğini pek düşünmeden kullandığımız sözlerden biridir, "rüküş"...

Bizim giyim zevkimize uymayan tarzda giyinmiş kişiye, özellikle de kadına, "rüküş" der, güleriz. İşte bu gülme eylemi, aslında rüküş sözcüğünün anlamına en yakın tanımlama sayılabilir. Çünkü kullanımdaki anlamıyla "rüküş", şık olmaya çalışırken ölçüyü kaçırıp gülünç olma durumunu anlatan bir sıfattır. Özellikle de zenginliğin getirdiği bir şımarıklığın, görgüsüzlük ve zevksizlikle kesiştiği noktada ortaya çıkar, rüküş olma durumu... Şık ve güzel olmak için gereken bütün olanaklara sahip olmanın neden olduğu bir ölçüsüzlükle, aşırıya kaçma sonucu rüküş olunur.

Rüküş sözcüğü, Arapça kökenli bir sıfattır. Arapçadaki "alacalı bulacalı karışık renklerde giysi" anlamına gelen "rugûş" sözcüğünden, dilimize "rüküş" biçiminde girmiştir.

Örnek: "Sadece kasabanın adam çekiştirmesinden başka birşey bilmeyen, seviyesiz ve rüküş kadınları tenkit ediyordu" (Reşat Nuri Güntekin).

Tabii ki kullanımdaki anlamı yalnızca "alacalı renklerde" giyinmiş olmayı anlatmıyor. Genel anlamıyla, süslenmede bir aşırıya kaçmayı ve uyumsuzluğu dile getiriyor.

Peki, yalnızca insanlar mı "rüküş" olur?.. Genellikle kişiler için kullanılan bir sözcük olsa da, "rüküş", tek tek giyim parçaları ve aksesuarları için de kullanılabilir. Örneğin bir ayakkabı, fiyonkları, pırıltıları vb süslemelerinde aşırıya kaçılarak,
rüküş olabilir. Bir çantaya da bu nedenlerle "rüküş" denebilir.

İnternette, Ekşi Sözlük gibi sözlük sitelerine baktığımızda; rüküş sözcüğü için öyle pek tanımlama çabalarına girişmeden, belirli kişilerin adıyla "rüküş"ün tanımlanma denemelerini görüyoruz. Örneğin, birisi "Bence rüküş demek, Yıldız Tilbe demektir" diye tanımlarken; bir başkası da "Sezen Aksu'nun giyim tarzına rüküş denir" diye kestirip atmış. Bir diğeri de "Külotlu çorap üzerine terlik giyen Petek Dinçöz bence rüküş sözünün sözlükteki karşılığıdır" diyerek, "kanıtlı sözlük" projesine girişmiş. Demek ki rüküşlük, bir anlık görünümü anlatan bir söz değil, kişinin üzerine yapışıp kalan bir etiket durumuna da gelebiliyor. Bir gece için yanılıp rüküş giyinmiş olmanın ötesinde, bir kişinin sürekli giyim tarzı olarak ele alınma davranışı daha yaygın. Bu anlamda, "kişisel imaj" ve "lâkap" kavramlarıyla da yakın ilişki içinde; buna dikkat...

Rüküşlüğü ortaya çıkaran durumlardan biri de, farklı stilleri bir arada kullanma denemelerinde ortaya çıkar. Örneğin, abiye ile spor tarzını birleştirme denemeleri, bu bakımdan risklidir. Günümüzde, kot pantolonların incilerle süslenmesi, kot pantolon üzerine ipek bluz giyilmesi, abiye kıyafetin altına spor ayakkabı giyilmesi gibi denemeler, "ben zevksizim işte, var mı diyeceğiniz" anlamında bir meydan okuma olarak değerlendirilirse, belki alkışlanabilir. Alkışlanan şey rüküşlük değildir, bunun farkedilmesi gerekir.

"Eskiden böyle giyinmek rüküşlük sayılıyordu, ama artık normal" gibi sözlerle, rüküş insanları kırmamaya çalışma çabalarının, (paralel zevksizlikten veya yalakalıktan değilse) yalnızca nezaket gereği olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Şunun gibi: « Birkaç sezon öncesine kadar sadece gece giyilebilecek, gündüz giyildiğinde komik görünebilecek ipek kadife elbiseler, ceketler, etekler, taşlı işlemeler, simli yüzeyler, kocaman kristal taşlar, satenden tasarlanmış abiye bluz formundaki üstler, rengârenk parlak yüzeyli ayakkabılar, dore, lame gibi mücevher parlaklığındaki çanta ve aksesuarlar artık günlük spor giyimde normal görünerek kullanılıyor. Sınırların ortadan kalktığı bu giysilerde kim neyi isterse giyebilirmiş gibi tarzlar öne çıkıyor. Kot pantolonların üzerine giyilen İngiliz tarzı kravat yakalı ipek bluzlar yine spor kıyafetler grubundan alınmış blazer ceketle tamamlanabiliyor. Ya da desenli saten etek üzerine tişört ve kot ceket giyilebiliyor. (...) » ... Yalaaannn...

Modaya uyayım derken de rüküş olmayın. O modaya uygun olan bazı parçaların bir araya gelmesi, ortaya rüküş bir görüntü çıkarabilir. Güzel olmak isterken rüküş olmak durumu da, aslında "rüküş ne demektir" sorusunu yanıtlarken kendiliğinden ele alınan bir konu. "Kimsede olmayan değişik bir şeyler deneyeyim" düşüncesi, eğer giyim konusunda yüksek zevkleri olan biri değilseniz, tehlikeli yolun başlangıcıdır. Dikkat...

NOT: Bu konuda daha çooook konuşacağız... ;)
(Telif --> http://NeGiysek.blogspot.com )










2012 Yazı İçin Renkli Şeffaf Çantalar



Mart'ın bitmesine birkaç gün kaldı. Bu yıl kış normalden uzun mu sürdü, yoksa bize mi öyle geldi bilmiyorum ama, yazı özlediğimiz kesin.

Bu özlemle, 2012 yazında çevremizde göreceğimiz yaz çantalarına göz atmaya başlamak için acele ediyoruz. Çok güzel, cıvıl cıvıl çanta modelleri, vitrinlerde bizi bekliyor.

Bugün "Pull And Bear"ın saydam çantalarına bir bakış atalım. Geçtiğimiz yıllarda Furla'nın capcanlı renklerde şeffaf çantaları beğenileri toplamış ve çokça kullanılmıştı. Bu yılın yazı da Pull And Bear"ın şeffaf çantalarının yazı olacak dersek, sanırım çok yanlış olmaz.

Dikkat çekici canlı renklerde tasarlanan bu şeffaf çantalar, üç renkte üretilmiş: Yeşil, pembe ve mavi... Vitrinlerdeki fiyatı ise 59, 95 TL.



















Yüksek Topuklu Ayakkabılar Sağlığa Zararlı

"Ne giysek" sorusunu günlük yaşamımızda kendimize sıkça sorarız. İşte bu sorunun yanıtlanmasını kolaylaştırmak için açtığım bloga, "neyi giymeyelim" konusunda bir yazıyla başlamak da, benim ilginçliğim olsun. :)

Evet, daha şık göründüğü, bacakları daha düzgün ve güzel gösterdiği için kadınlar tarafından tercih ediliyor ama ortopedi uzmanlarına göre, kadınların gözdesi yüksek topuklar, ayak kemiklerinde ciddi bozulmalara yol açıyor.

Ortopedistler, ayakkabıda topuk yüksekliğinin 4 - 5 santimi geçmemesi gerektiğini belirtiyor. Yüksek topuklu ayakkabıların, hele uzun süre giyilmesi, ayakta ve bacaklarda ortopedik sorunlara ortam hazırlıyor. Başparmakta kemik çıkıntısı gelişmesi, tırnak batması, tırnakta şekil bozuklukları, Aşil tendonu kısalığı ve nasırlar bu sorunlardan yalnızca birkaçı...

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Aktaş, özellikle topukları sivri ve ucu ince olan ayakkabılarda bu problemlerin yanı sıra denge sorununun da yaşandığını ve ayak bileği burkulmalarına da sık rastlandığını söyledi.

Prof. Aktaş, “Yüksek topuklu ayakkabılar başta halluks valgus ya da bunion dediğimiz başparmakta kemik çıkıntısı gelişmesine yol açar. Halluks valgus deformitesi bayanlarda ayak ağrısına neden olan en önemli sorunlardandır. Ayrıca halluks valgusta görülen şekil bozukluğu kozmetik görünümü de etkiler ve ayağın kötü görünmesine neden olur” diye konuştu.


HALLUKS VALGUS AMELİYATLA DÜZELTİLİYOR
Yüksek topuklu ve sivri uçlu ayakkabılardan kaynaklanan problemlerin cerrahi müdahale gerektirebileceğini söyleyen Prof. Aktaş, “Birinci önceliğimiz; bu gibi sorunların ortaya çıkmasından kaçınmaktır. Çünkü bu sorunlar ortaya çıktıktan sonra çoğunlukla cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulur. Başparmakta oluşan kemik çıkıntıları ile diğer parmaklarda gelişen kemik bozuklukları ancak ameliyatla tedavi edilebilir. Cerrahi müdahale en çok halluks valgus deformitesinde uygulanır” dedi.

TOPUK YÜKSEKLİĞİ 5 SANTİMİ GEÇMEMELİ

Mantar topuklu ayakkabıların sivri topuklulara göre ayaklara daha az zarar verdiğini belirten Aktaş, ayak ve bacak sağlığı
açısından ayakkabı seçerken hangi noktalara dikkat edilmesi gerektiğini ise şöyle özetledi:

“Ön tarafı sivrilen ve topuk yüksekliği 5 santimin üzerinde olan ayakkabılar tercih edilmemeli. Özellikle ayak parmaklarının rahat ettiği, ön tarafı daha yuvarlak ve topukları çok yüksek olmayan ayakkabılar tercih edilmeli. Çok düz ayakkabıları da önermiyoruz. Ortopedistler olarak bizim önerimiz; ön tarafta parmakları sıkıştırmayan ve topuk yüksekliği 2-5 santim arasında olan ayakkabılardır.”